7 koğuştaki mucize film analizi
KoğuştakiMucize'de, aynı zeka yaşında sahip baba ve kızın hikayesi anlatılıyor. Film 2019 yılında vizyona girdi ve dönemin en çok izlenen filmleri arasında da yerini aldı. Peki, 7.
KoğuştakiMucize' filmini izlerken gözyaşlarını tutamadığını söyledi. Brezilyalı yıldız Neymar, Aras Bulut İynemli'nin başrolünde yer aldığı '7. Koğuştaki Mucize' filmi Neymar'ı ağlattı
Film 11 Ekim 2019 tarihinde vizyona girdi.Mehmet Ada Öztekin'in yönetmenliğini yürüttüğü 7. Koğuştaki Mucize filmi,Güney Kore yapımı Miracle in
KoğuştakiMucize filmi izleyiciye duygusal anlar yaşatan bir film olmuştur. Filmi izledikten sonra öğrendiğim bir gerçek de beni şaşırttı: İzlediğim film, Güney Kore yapımı Miracle in Cell No 7 adlı filmden uyarlamasıymış. Ama konu bize de çok fazla aykırı değil.
7 Koğuştaki Mucize Film Analizi. Güney Kore yapımı Miracle in Cell No 7 adlı filmden aynı adla uyarlanan 7.Koğuştaki Mucize için haksız yere suçlanan bir babayla, yalnız kalan küçük kızının buluşma hikayesi diyebiliriz kısaca. Filmin bir uyarlama olduğunu dikkate alırsak duygu durumu ve genel detaylar dışında bir
Site De Rencontre Top 10 Gratuit. Film Türkiyənin son zamanlarda çəkilmiş ən uğurlu dram ssenarisi demək olardı amma…. Türkiyədə Joker filmini belə reytinqdə altda saxlayan 7 koğuştaki mucize filmi emosiyalara birbaşa təsir edən estetikaya malikdir. Film Türkiyənin son zamanlarda çəkilmiş ən uğurlu dram ssenarisi demək olardı amma çox təəssüf 7 koğuştaki mucize eyni adlı Cənubi Koreya filminin ssenarisinə mənsubdur. Amma buna baxmayaraq Aras Bulut fərqi kinoda özünü bariz göstərir. Möhtəşəm oyunculuq qabiliyyəti ilə izləyiciləri heyran qoyan Aras Bulut filmə öz damğasını vurub. Amma bütün türk filmlərində olduğu kimi izləyiciləri əsas fikrə yönləndirmək üçün filmdə süni alınan və səthi yanaşılan səhnələr mövcuddur. Bütün bunlara baxmayaraq ata-qız mövzusunun həssaslığı və atanın əqli geri, qızın tənhalığı özlüyündə kifayət qədər təsirli səhnələrdir. Film izləyicilərə mərhəmət, ailəyə qarşı diqqət və sevgini aşılayır. Bir sözlə plagiat olmasına baxmayaraq möhtəşəm oyunçu komandası ilə 7 koğuştaki mucize izləməyə dəyər bir filmdir. Zaur Tahirsoy Post navigation ZAUR TAHİRSOY AZƏRBAYCAN FİLM AKADEMİYASININ TƏSİSÇİ DİREKTORU SOSİAL PSİXOLOQ, KİNOREJİSSOR read more
29 Mart 2020, 1332 1 7. Koğuştaki Mucize Film Analizi Güney Kore yapımı Miracle in Cell No 7 adlı filmden aynı adla uyarlanan Mucize için haksız yere suçlanan bir babayla, yalnız kalan küçük kızının buluşma hikayesi diyebiliriz kısaca. Filmin bir uyarlama olduğunu dikkate alırsak duygu durumu ve genel detaylar dışında bir hayli farklılıklar olduğunu söylemek mümkün. Bir kere yerli versiyonda filme bir dönem havası verilmiş ve 80 darbesi sonrası gücü ve baskısı artan askeri yönetimle bir hesaplaşmaya gidilmiş. İlk başta kızının çantasına asılan Memo'ya çok fazla tepki gösterdiğini düşündüğüm Albay'ın tepkisi orijinal filmde de aynı şiddetle yansıyor. Orada da polis olarak! Yani üniformalıların anlayışsız ve sert olduğu vurgusu iki kültürde de karşımıza çıkıyor. Ama dediğim gibi bizde zorlu bir dönemin ardına sığınılmış. Filmde dikkat çeken şeylerden biri de sanat yönetiminin gayet başarılı ve dönemine uygun olduğu. Detaylara uyulmuş ve ortaya sıcak, samimi bir dram komedi çıkmış. İlki başta daha fazla dram içeriyor ve çocuk babası içeriye alındıktan sonra yalnız kalıyor. Uyarlamada ise çocuğun başında bir babaanne var ve onunla çocuğu gibi ilgilenen bir öğretmen. Bunlar da o dönemin ruhuna uygun şeyler. Ya da duygusallığı ve gelenekleri özellikle beslemesine dikkat edilen detaylar. Baba Memo küçük kızı Ova ile aynı yaş zakasına sahip olduğu için, kızıyla çok iyi anlaşan ama gerçek hayatta bunun zorluklarını yaşayan biri. İçinde kötülük duygusu bulunmayan ama içindeki iyilik ve masumiyeti de ifade edemeyen bir yetişkin! Ama bedensel bir yetişkin! Memo, kızının ölümünden sorumlu olduğunu düşünen ve içini sadece intikam hırsı kaplayan albayın çabaları sonucu hapse atılıyor. Filmin en iyi kurulmuş ve en iyi akan yerlerinden biri de hapishane sahneleri. Kendi içinde bir adaletin yaratıldığı, alınan cezanın iyilik ya da kötülükle bir kez daha sınandığı yerlerden biri olan hapishane ortamı, gerek karakterleri gerekse de işleyisi açısından gayet iyi kurulmuş ve kotarılmış bir ortam olmuş. Her kesime ait karakterlerin birlikte yaşayarak, kendi içlerinde bir yaşam alanı yaratmaları, bir dayanışma duygusuyla davranmaları seyircinin bu sahnelere sempatiyle yaklaşmasını sağlayacaktır. Filmde adi suçluların koğuşu anlatılıyor ama düşünce suçlularına da ufak bir selam yollama ihmal edilmemiş. Film askeri ya da resmi adaletle insanı adaleti sürekli sınıyor, yer değistiriyor ve insanın vicdanına güvenmesi yolunda telkin ediyor. Bu da izlerken inandırıcı ve iyi geliyor. Filmde Memo'yu canlandiran Aras Bulut İynemli zaman zaman karakter dengesini kurmakta zorlansa da genelde göze batmayan ve özdeşlik kurulacak bir oyunculuk sahneliyor. Küçük kızı Ova'yı oynayan Nisa Sofiya Aksongur ise sevimliliğiyle gönüllerde hemen yer edinmeyi başarıyor. Film, bir uyarlama olduğu için ana hatları belli bir hikayeden faydalanıyor ama eklediği detaylarla bir yandan bambaşka bir film etkisi yaratmayı da başarıyor. Genel olarak başarılı, özenli bir film çıkarmaya gayret edilmiş. Seyirciyi duygusal açıdan vuracağı aşikar! Alıntı 29 Mart 2020, 1335 2 Korelilerin Hücre 7 Mucizesi adlı muhteşem filminden esinlenerek yapılmış bir film. Ne kadar alıntı filmleri doğru bulmasam da izlediğim zaman ağlamaktan içim dışıma çıktı Türkler sonunu güzel bitirmişler, Koreliler bizim kadar merhametli davranmamışlar maalesef ciğer bırakmadılar = 29 Mart 2020, 1337 3 Alıntı Pupilla Nickli Üyeden Alıntı Korelilerin Hücre 7 Mucizesi adlı muhteşem filminden esinlenerek yapılmış bir film. Ne kadar alıntı filmleri doğru bulmasam da izlediğim zaman ağlamaktan içim dışıma çıktı Türkler sonunu güzel bitirmişler, Koreliler bizim kadar merhametli davranmamışlar maalesef ciğer bırakmadılar = Kore versiyonunu izlemedim ancak bunda bile oldukça gözyaşı döktüm. Çocuklara dayanamıyorum. 29 Mart 2020, 1338 4 Alıntı Yazgı Nickli Üyeden Alıntı Kore versiyonunu izlemedim ancak bunda bile oldukça gözyaşı döktüm. Çocuklara dayanamıyorum. Kore versiyonunu izle bu ağladığının on katı falan ağlayacaksn çok samimi çünkü balım şiddetle tavsiye ediyorum = 29 Mart 2020, 1344 5 İzlediğim en güzel dramatik türk bulut Aras iyemli'nin şahane oyunculuğu takdire şayandı ağladım Kore versiyonu daha etkileyiciydi. Paylaşım için teşekkürler. ________________Hiçbir süs edep kadar güzel değildir... 17 Nisan 2021, 0851 6 Ne bir filmdi hala izlemeyen varsa mutlaka izlemeleri gerek. 17 Nisan 2021, 0901 7 Ben beğenemedim nedense 17 Nisan 2021, 0908 8 ağladığım ender filmlerden. ________________ 18 Nisan 2021, 2209 9 Reyhan tavsiye etmişti. Ne çok ağlamıştım ya ________________ 18 Nisan 2021, 2356 10 Alıntı ZeyNa Nickli Üyeden Alıntı Reyhan tavsiye etmişti. Ne çok ağlamıştım ya Seni yiyeriiiimmm *
Mucize filmi dendiğinde akla gelen ilk çağrışım “mucize” filme ilk gittiğimde belirli bir senaryo tahminiyle girdim ama sonu hiç tahmin ettiğim şekilde bitmedi. Nedeniyse hayatta ki yaşadığımız süre içerisinde neyin nerden geleceği ve neyin ne olacağı belli olmayan bir serüvenin içinde yaşamımızı sürdürdüğümüzün,gerçek bir denklem olarak karşımıza çıkması ihtimalidir. Film son derece duygusal ve çarpıcı bir umut hikayesini olan bir babanın kız evladı ve annesiyle olan ilişkisinin konu alındığı filmde,Memo adlı karakterin başına gelen yanlış anlaşılmaya mahal veren olayın,hapse girmesine sebep olup ve buradan yola çıkarak, adalet arayışının sürdürülmesiyle başlayan hayat hikayesinin samimi senaryosuna tanıklık etmekteyiz. Filmdeki oyunculuklar ve otantik ortam başarılı bir biçimde tanzim edilmiş;dekor,yönetmenlikler, mekan, kostüm ve daha birçok sahne efekti filmi otantik kılan başka özellikler olarak karşımıza Ege yöresinde çekildiği içinMuğlada aksanlar,vurgular tam da yöreye has bir şekilde ifade edilmiştir. Tabi konu itibariyle Türk örf,adet ve geleneklerin bolca simgeleştirildiği,bununla birlikte duygusal,merhametli,sıcakkanlı aynı zamanda şefkatli bir milletinAnadolu halkının haksızlığın yapıldığı veya işlendiği bir ortamda,nasıl asil bir duruş sergilediklerinin gururlu bir tablosunu şüphesiz kendi kültürümüzün yansımalarını görmek ve izlemek,değerlerimizin özümsenmesinin mesajını içermek manidar bir durumdur. Lakin eleştirmek istediğim noktalardan biri de,her ne kadar başarılıteknik olarak bir sinema filmi yapılmışsa da,bu senaryonun bizim kendi ürettiğimiz ve işlediğimiz bir konunun içeriğine ait olmayışı,beni derinden bir hayal kırıklığına film Güney Kore sinema filminden uyarlamaymış maalesef ki ! Yani dramlarla yoğrulmuş,engin bir kültüre ve tarihe sahip koskoca memlekette konu bulamamışız!,onu da Güney Koreden getirmişiz ki bu durumda dramımız bile ithal denilebilecek bir noktadayız. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında,daha üretken,orijinal bununla beraber yaratıcı senaristlere ve yapımcılara ihtiyaç duyduğumuzu,bu duruma teşne bir şekilde hasret kaldığımızı söylemek, hiç de zor bir tespit takdirde uyarlama senaryolarla, sinema sektörümüzü dünya sinemacılığına yükseltmek mümkün değildir. Bir başka konu daha artık bundan da gına geldiğini düşünüyorum;oda şu, salt klişeleşmiş salya sümük ağlatan Türk filmlerinin kisvesinden çıkıp, daha çığır açıcı,gerçekçi ve daimonik işlere imza atmanın,sinema seyircisini daha çok tatmin edeceğini,aynı şekilde sinemaya olan ilginin artacağına,artık kimsenin şüphesi kalmayacaktır. Çünkü sürekli kendi toplumunun hassas noktalarını belirleyip,gişe kaygısıyla yapılan filmlerin,üstelik toplumumuzun kültürü üzerine inşa edip seyirciye sunmak, kalıcı bir iş yapmanın çok uzağında bir söylememin gerekçesi de filmdeki duygusallığın ve trajik durumun aşırı abartılarak,prim konusu yapılması meselesidir. Onun dışında 1983’te çekilen filmde, ülkemizde yaşanan askeri vesayetin darbeye dönüştürülerek,toplumun sosyal,ekonomik ve siyasi özgürlüklerinin kısıtlandığı ortamda,totaliter yönetimin baskıcı politikaları,dönem açısından başarılı bir biçimde işlenmiştir. Bu sayede verilen mesajın halk üzerinde ki olumsuz ve yıpratıcı etkileri konu alınarak,demokratik bir yapının kurulması gerektiği de, toplumsal bilinç edasıyla izleyiciye hissettirilmiştir. En önemli başat mesajlardan biriyse, yazımın başında vurguladığım mucize kelimesinin bu sefer umut ile olan ilişkisinin önemine değinmek istiyorum. Bu bağlamda hepimiz zaman zaman gerçek hayatta bazı şeylerin geri dönüşü olmadığı hissine kapılırız ya;tam da o anda deyimleşmiş tabirimiz “kul sıkışmayınca hızır yetişmezmiş” sözü hayatımızın akışını değiştirir. Nitekim filmde de Memonun hapse girdikten sonra darbe komutanının kızını öldürdüğüne dair itham edilen suçlamalarla beraber idama mahkum edilmesi;kararın açıklanmasının ardından kızıyla olan vedalaşma sahnesinin iç burkan umutsuzluk çaresizliği ve buram buram duygusallığın boyutları tüyleri diken diken etmiştir ki; açık söylüyorum bende ağladım. Ama mucizevi bir şekilde yerine başka bir adamın memo içinkarakterlerden biri kendini feda ederek,idam edilmeyi göze alması,memo’nun hapisten gizlice kurtarılıp,yozlaşmış bir adalet anlayışından izole edilmesi,vurgulayarak anlattığım umut ve mucize kavramının, hayatımızda ansızın ortaya çıkabileceğine çok güzel bir yüzden her zaman umut dolu,hayatın güzelliklerini ve enerjisini yaşamaya layık bir çevrenin filizlerini atmamız gerektiği kanaatindeyim. Psikolojik bir yönden bakıldığında ise, bireyin toplum içerisinde ne kadar katı bir önyargıya sahip olduğunu ve anlayışsız hareketler sergilediğini işlemediği bir suçun,bireyin kendisini izah etmesine izin verilmeden,hemen yanlış anlaşılıp yaftalanması,esefle karşılanacak durumlar arasındadır.deli veya akıllı olsun farketmez. Ne yazık ki ahkam kesmek ve bilinçsizce yargılamak,toplumumuzun ve hatta dünyada çoğu insanın rahatlıkla yaptığı hareketlerdir. Bu tür tutumları rehabilite etmekle sağlıklı ilişkiler düzlemi oluşturmak,hepimizin aklı selim bir biçimde el atması gereken konular arasında yer aldığını belirtmekte fayda bu suçun film ekseninde memo’ya isnat edilerek,deli diye hor görülüp kakılması,kolaylıkla cezayı hakettiğine karar verilmesi,filmde tam tersi işlenerek aslında bu bakış açısının yanlış olduğunu,toplumumuzda zihinsel engelli veya deli diye tabir edilen kişilerin de ne kadar saf,temiz kalpli,masum kişiler olduklarının,onlara sahip çıkılarak,toplum tarafından dışlanmamasına dair anlamlı mesajlar sergilenmiştir. Dolayısıyla böylesi mesajlar toplumumuzda hem duyarlılığı arttırıyor hem de birçok kutuplaşmanın giderilerek, kaynaşmanın ve hassasiyetlerimize sahip çıkmanın önemli göstergelerini refahının sağlanabilmesinin ortaya çıkaracağı huzuru,bireylerin birbirlerini dışlamadan,kucaklayıcı bir profil geliştirmenin samimi ilişkilerin anahtarı olduğunu saptayabilmemiz mümkün.birey üzerinde ki katkısı diye bakarsak.Bu minvalde filmi izleyip değerlendirirsek sağlıklı izlenimler elde edebiliriz. Özellikle Aras Bulut İynemli’nin bu karakteri canladırmada kendisine verilen rolü bu kadar özveriyle ve başarılı bir şekilde icra etmesi, ülkemizde oyuncu olmayı hedefleyen birçok kişiye örnek olarak adeta bir oyunculuk dersi son derece rolü sonuna kadar yaşamış,içselleştirdiği karakter bütünlüğüyle mesleğini önemseyerek çalıştığını ve işini severek yaptığını tüm izleyicilere göstermiştir. Bu doğrultuda aktörlüğün ne kadar zor ve emek gerektiren bir meslek olduğunu idrak etmiş bu konuda ülkemizde ki potansiyelinoyunculuk anlamında ortalamanın üstünde olduğunu söyleyebilirim. Nitekim birçok dizi ve filmlerimiz yurtdışına bilhassa Ortadoğu’ya ihraç edilerek,ülkemiz hakkındaki imajı da etkileyip,kültürel ve entelektüel normların geliştirilmesine katkıda bulunulmuştur.Tanıtımsal olarak Bu noktada değinmiş olduğum oyunculuk başarılarının da filme katkısı,yapılan projelerin sükse yakalamasında en etkili faktörlerdendir. Pekala genel olarak sinema sektöründe son yıllarda ki gerileyişe de değinmek gerekirse,seyircinin sinema salonlarına gitmemeye başlaması da revaçta olan bir durum haline geldi. Bunun en önemli saiklerden bir tanesi,internette gelişen online platformların,filmleri kendi bünyesine entegre yeni gösterime giren bir filmin anında internet düşmesi,internet ortamını bir cazibe merkezi haline getirdi. Bu teknolojik ve enformasyon iletişiminin modernlikle beraber dönüşümsel evrimi,bahsetmiş olduğum sinemaya ilgisizliği tetikliyor,böylece geniş bir kültür sanatı değerini yitiriyor. Yani sonuç olarak diyeceğim şey şu ki; her zaman sinema kültürünü ayakta tutarak,böylesi değerli filmlerden mahrum kalmamak adına ders dolu,başarılı ve etkileyici yapıtların hakkını vermek bir sinema sever olarak dileğimdir… Hoşçakalın. Salih Umut AYDIN
Mehmet Ada Öztekin’in yönettiği 7. Koğuştaki Mucize filminin oyuncu kadrosunda Aras Bulut İynemli, Nisa Sofiya Aksongur, Sarp Akkaya ile Celile Toyon yer alıyor. 7. Koğuştaki Mucize, 11 Ekim 2019′da vizyonda! Memo ve Ova, Türkiye’de askeri darbe sonrası sıkı yönetimin devam ettiği 1983 yılında, Anadolu’nun küçük bir kasabasında, Memo’nun babaannesi Fatma Anayla birlikte yaşayan bir baba ve onun yedi yaşındaki dünya tatlısı kızıdır. Memo, mental yetersizliği olan bir çobandır. Üçü birlikte göl kenarında küçük bir evde, hayatlarını sürdürmektedirler. Ova yedi yaşında ve Memo da yedi yaş zekasındadır. Memo’nun hayattaki tek motivasyonu Ova’ya ve yaşama duyduğu sevgidir. İkisi, baba kız, birbirlerinin her şeyidir. 23 Nisan törenlerinde Memo’nun sattığı elma şekerlerinden kazandıkları parayla Ova’nın çok istediği Heidi’li çantayı almaya giden Memo ve Ova, çantayı, bölgenin sıkıyönetim komutanının kızına aldığını görürler. Memo, çantayı Ova’ya vermek için kızdan almaya kalkışınca Yarbaydan sıkı bir tokat yer ve yerle bir olur. Kızının üzüldüğünü gören Memo çöker. Aynı günün öğleden sonrasında, göl kıyısındaki evinin yakınlarında piknik yapan askeri ahalinin çocuklarıyla karşılaşan Memo, kızı sırtında çantasıyla görür. Yarbayın kızı Memo’nun çantaya olan zaafını bildiğinden onunla kovalamaca oynamaya başlar. Memo’nun önceden uyarmaya çalışmasına rağmen, göl kenarında yaptığı dikkatsizce bir hareket sonrasında ayağı kayar ve kafasını kayalığa çarparak feci şekilde hayatını kaybeder. Memo kızı kucağına alıp ağlamaya başlar. Öldürülmüş kızın başında kanlar içinde yakalanan Memo, hemen tutuklanır. İdamla yargılanmak üzere cezaevine gönderilir. Ova bundan sonra nenesiyle yalnız başına, babasını görmeye ve onu kurtarmak için elinden gelen ne ise minik bedeni ve büyük aklıyla yapmaya çalışacaktır. Bu yolda tek bir destekçisi vardır. Öğretmeni Mine. Memo böylece Yedinci Koğuş’a gelir. Askorozlu, Ali, Tevfik, Hafız, Meydancı Selim, Ayna, Yusuf ve diğerlerinden oluşan Yedinci Koğuş’ta hayatta kalması pek mümkün görünmemektedir. Böyle bir atmosferde cehennem azabı yaşayan Memo’nun zaman içinde bu cinayeti işleyebilecek bir kişiliği olmadığına dair birtakım emareler görür Yedinci Koğuş ahalisi. Başta onu nefretle karşılayan tüm koğuş, hapishane müdürü Nail ve hapishanenin askeri kumandanı Yüzbaşı Faruk da yavaş yavaş buna ikna olmaya başlarlar. Olayın bir de şahidi vardır. Memo bu şahidi görmüştür ama derdini anlatabileceği tek kişi kızıdır. Bir hasmının saldırısı sırasında Memo’nun, kendi canını hiçe sayarak Askorozlu’nun hayatını kurtarmasıyla artık onun öldürmekle değil yaşatmakla dertli bir adam olduğuna emin olurlar. Artık tek hedefleri vardır. Kızını idamdan önce Memo’yla buluşturmak. Bu büyük buluşma gerçekleşir sonrasında şahidin varlığı ortaya çıkar. Şimdi herkesin yeni bir hedefi vardır. Şahidi bulup, Memo’nun suçsuz olduğunu kanıtlamak. Fakat bir asker kaçağı olan şahit bulunup konuşturulacağı anda bundan Yarbay’ın da haberi olur. Bu sırada Memo’nun babaannesi Fatma Ana’nın, yaşadıklarından yorulmuş kalbi daha fazla dayanamaz ve son nefesini hiç beklenmeyen bir anda verir. Minik Ova yapayalnız kalmışken imdadına yine Mine öğretmen yetişir. Mine her zaman Ova’nın yanında olacaktır. Bu esnada Yarbay, kaçak askeri hızla ortadan kaldırır. Memo ipte sallanacak, kızının canına kast eden adamın idam edildiği gazetelerde yazacaktır. Yarbay bunun için yaşamaktadır. Şahidin ölümüyle Yedinci Koğuş, Müdür Nail ve Yüzbaşı Faruk’un yapabileceği hiçbir şey kalmamıştır. Tüm umutları tükenmiştir. Ta ki, gelinlik çağdaki öz kızının katili Yusuf Ağa, tartışmaya kapalı bir çözüm önerene kadar… Bu öneri, Memo’nun hayatını kurtarabilecek midir? Memo’nun hayatına dokunduğu herkes bu planı hayata geçirmek için seferber olur. Bu çözüm, gerçekleşmesi halinde ya da bir aksilik olup gerçekleşmemesi halinde, her iki sonuçla da hepsine, hayatları boyunca vebalini taşıyacakları çok ağır bir bedel ödetecektir.
Oluşturulma Tarihi Mayıs 18, 2021 13367. Koğuştaki Mucize filmi beyaz perde ardından televizyon izleyicileriyle buluşuyor. Vizyona girdiği çok dönemde konuşulan 7. Koğuştaki Mucize filmi, gerek konusu gerekse oyuncu kadrosuyla adından söz ettirmişti. Peki, 7. Koğuştaki Mucize filminin oyuncuları kimler, konusu ne? İşte 7. Koğuştaki Mucize 'nin oyuncuları ve kadrosuGüney Kore yapımı Miracle in Cell uyarlanan 7. Koğuştaki Mucize filmi 2019 yılında Türkiye'de en çok izlenen film olmuştu. Yayınlandığı dönemde çok konuşulan 7. Koğuştaki Mucize, Mehmet Ada Öztekin üstlenirken; kadroda Aras Bulut İynemli, Nisa Sofiya Aksongur, Celile Toyon, İlker Aksum, Mesut Akusta, Deniz Baysal, Yurdaer Okur ve Sarp Akkaya bulunuyor. 7. Koğuştaki Mucize filminin oyuncularıAras Bulut İynemli MemoNisa Sofiya Aksongur OvaCelile Toyon Fatma Neneİlker Aksum AskorozluMesut Akusta YusufDeniz Baysal Öğretmen MineYurdaer Okur Yarbay AydınSarp Akkaya Müdür NailYıldıray Şahinler HafızDeniz Celiloğlu Yüzbaşı FarukFerit Kaya AliSerhan Onat Meydancı SelimEmre Yetim AynaGülçin Kültür Şahin HaticeCankat Aydos Kaçak AskerDoğukan Polat TevfikHayal Köseoğlu Ova'nın gençliğiSerhat ÜstündağNadi GülerÖzgür DereliBasri AlbayrakÖzgür AvşarMert ZaimSerdar AkülkerBotan AslanDram türündeki 7. Koğuştaki Mucize filminin konusu"1983 yılında bir Ege kasabasında küçük bir kız ölür. Ölen küçük kız sıkıyönetim komutanının kızıdır ve onun ölümünün sorumlusu olarak babaannesi ile yaşayan ve 7 yaşında bir kızı olan Memo görülür. Memo, her ne kadar suçsuz olduğunu anlatsa da kimse ona inanmaz. İdam cezasına çarptırılan Memo'nun yakınları, adaletin sağlanması için uğraşırken, Memo ve kızı Ova'nın tek istediği birbirlerine kavuşabilmektir."
7 koğuştaki mucize film analizi